Dünyanın düzeni hızla değişiyor artık...Öyle ki, bu hızı özümsemekte insan beyni yetişemiyor bile.Eskiden savaşlar kılıç,kalkan,mızrak,ateşli silahlar,biyolojik ve kimyasal silahlarla yapılıyordu.Yani bilek gücüne dayanan birebir savaş devri geçti artık...Artık savaşlar manyetik alanlarla yapılıyor.Eskiden derebeyine baş kaldıran ünlü halk kahramanı Köroğlu,dizelerinde silah icat edildi mertlik bozuldu demiş ya...artık elektro-manyetik alan keşfedildi mertlik dibe vurdu demek lazım.
Geçen akşam Deşifre programını izlerken anlattı ünlü psikiyatris profesörlerimiz...Aselsan da çalışan üç genç mühendisin intihar gibi görüntülenmek istenen ölümlerini araştırıyorlardı.Bu üç genç ve pırıl pırıl beyinler, Türk silahlı kuvvetlerini dışa bağımlılıktan kurtaracak bir proje üzerinde çalışıyorken,ani olarak intihar etmişler.İntihar şüpheli göründüğü için aileleri mahkemeye başvurmuş,savcılık soruşturması sonucu dava görülmüş.Dava sonucu yeterli delil bulunamadığından, intihar gibi gösterilmek istenen bu ölüm davaları düşmüş.Aileleri bu çocukların asla intihar edebilecek bir ruh yapısına sahip olmadıklarını, hatta ölmeden bir gün önce en ufak bir belirti bile göstermediklerini, plan ve proje karaladıklarını ifade ediyorlar.Yani ölmeyi planlayan insanlar, geleceğe dair şunları yapmalıyım diye bir yere yazmazlar öyle değil mi?üstelik ölmeden bir gün önce yazmazlar, evden ölmeye çıkarken yazmazlar....acaib sırlara gömülmüş acaib ölüm nedenleri bilinmezliklerle dolu.Türkiye'nin çok ünlü iki psikiyatri profesörleri, işte bu sorular yumağına şu açıklamaları getirerek sır perdesinin örtüsünü kaldırmaya çalıştılar.Amerika devlet başkanı geçenlerde Rusların havada ki elektro-manyetik alanlarla oynayarak, sahillerinde kasırgalar yarattığını ,acaib yağmurlar ve hava olayları ortaya çıkararak, ekonomilerine zarar verdiklerini açıkladılar.Hatta bu yaratılan kasırgalara da Rus kadın isimleri vermişler, Katrina kasırgası gibi...Şöyle ki, bu havada ki artı ve eksi yüklü elektiriğin dozunu öyle ayarlıyorlar ki, bulutlar çarpışarak yıldırımlar ve hava akımı meydana getirerek, aşırı rüzgarlar ve kasırgalar yaratıyorlarmış.Dolayısıyla normal olmayan yağmur ve seller de cabası.Ünlü bilim adamlarımıza göre, dünyada bu teknolojiyi kullanan ülkeler(A.B.D, Rusya ve Çin)birbirlerine ekonomik zarar vermek için elektro manyetik alanlar ve radyo dalgaları kullanıyorlamış.Eee, ister istemez akla hemen genç mühendislerin ölme sebebleri geliyor.Bu genç zeki çocuklar, Türk silah sanayisini dışa bağımlı olmaktan kurtaracak bir proje geliştirmek üzereymişler.Eğer bu proje olsaydı, silah satan ülkelerden daha az silah alacaktı bel ki de Türkiye.Bu da ekonomilerine en büyük zarardı.O halde buyruk verildi:''bu gençler ölüme yönlendirilip, ortadan iz bırakmadan yok edilmeliydi''Nasıl olacaktı bu?İşte burası çok enteresandır...Bilim adamlarına göre insanların beyni tıpkı bir bilgisayar gibi çalışıyor,verilen komutlara uyuyor...radyo dalgalarıyla bu beyin elektriği bozularak, gençlerin beyninin kimyası değiştiriliyor, istem dışı harekete yönlendiriliyor...tıpkı ''büyülenmiş gibi''mutluluk hormonu olan dopamin salgısı azalınca, gençler depressif ruh haline geçiyor kısa süre içinde, ölüme yöneliyorlarmış.Şöyle örnek veriyor Profesör doktorlar:tıpkı prize takılan sivrisinek savar, elektro-manyetik alan yaratan aygıtlar gibi, işte bunu insanlara etki edecek dozda kullanılması bu etkiyi yaratır diyorlar.
A.B.D bu elektro-manyetik alan etkileşimini Bosna'ya ve Irak'a müdahale ederken de kullanmış geçmişte...kendi ağızlarıyla itiraf etmişler.Bunu kınayan ve ''nasıl insanların özgür iradelerini bir an için yok eder,felç eder ve zapt edersiniz?''diyen aydınlara da cevapları hazır:''ne yapalım?yoksa daha fazla kan dökülecekti?felç edip orayı ele geçirmekten başka çaremiz yoktu''
Yani bu ifadeye göre hala Irak'ta kan dökülmemesi lazımdı...oysa işgal edilirken neredeyse kansız ele geçen Irak'ta şimdi kan gövdeyi götürüyor, hatta ülkeyi parçaladı bile...insan kalmadı neredeyse.
Değerli okurlarım, işte bu elektro-manyetik alanları kullanan teknoloji devlerinin tüm insanlık bence kölesi olmuş da haberimiz yok!Oysa kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'de yazar ki, ''büyü yapanın ve yaptıranın cenneti yoktur''Yani Ulu Tanrı, insanların özgür iradesine karışmıyor, dünyada yaptığı fiilleri aklı ve bilgisi,mantığı çerçevesi içinde özgür bırakıyor...bilerek canlı varlıklara zarar verenleri sonra sorgulayıp cezalandıracağını belirtiyor.Bu nedenle özgür iradeye müdahale demek olan büyüye günah olarak bakıyoruz değil mi?Büyünün bilimsel açıklaması, geçici olarak bir maddede elektro-manyetik alan yaratıp, o kişileri geçici süre içinde kendi emelleriniz doğrultusunda yönlendirmek...Bilimsel olarak büyü, beyinde yaratılan elektoro-manyetik alan şarjı oluyor.Büyü yapanın ve yaptıranın cenneti yoktur ayeti, özgür iradeye karışmanın asla afedilmeyeceğini ve şeytanlaşma olacağını ifade eder...yani cenneti yoktur, şeytanın asla cennete giremeyeceği gibi, büyü yapanların da asla cennnete giremeyeceği anlamını taşıyor bence...O zaman bu elektro-manyetik alanlarla istem dışı hareketler yapılmasına, yani iblisleşmeye karşın kanım donuyor açıkcası...üstelik medeni ülke olduklarını her söylemde tekrar eden büyük teknoloji ve bilime sahip bu ülkelerin hareketleri de bir şekilde şeytani olmuyor mu?Üstelik son yılların en büyük bilim adamları ve en büyük zekalarından biri, ünlü Einstein'de şöyle söyler:'''Kainaatta doğru ve yanlış yoktur...doğru canlı varlıklara(başta insan,hayvan,bitki)fayda, yanlış ise canlı varlıklara yapılan zararlardır''der...açılımı faydalı ise insanlara elektro-manyetik alan değişimi ve etkilemesi yapabilirsiniz...yani tıbbi amaçlar için sağlık için kullanılabilirsiniz, fakat elektro-manyetik alan uygulamasını canlıların imhasına yani zararına kullanamazsınız, bu doğru değildir!Demokratik toplum kuralları içinde, günahı olmayan insanları imha etmek için özgür iradeye elektro-manyetik alanlarla karışmak, modern büyü yapmak insanlık suçudur bence!
Ülkeler kendi emperyalist düşüncelerine uygun dünya yaratmak için, şeytanlaşıyorlar mı ne?
19 Kasım 2007 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)